Month: October 2011

New York! New York!

New York’a ne zaman gitsem, “bundan sonra hic bir kuvvet beni New York’a goturemez” diyorum ama boyle buyuk konusunca aninda carpiliyorum galiba… Yarin yine New York’a gidiyorum. Butun dunyanin olup bittigi New York’u ben sevemedim gitti. Bunun cok sebebi var tabii. Birincisi cok kalabalik, kaotik bir sehir. Ikincisi toplu...

What The Hell Am I Talking About?

Current mood: English So…. obviously, I started a new blog. I’ve been writing in Turkish but I’m in the mood to speak “Alabamian” today… I didn’t want y’all to feel left out. 🙂 I’ve been writing in Turkish mainly because 1) I think I am more fun in Turkish...

Turk Gencine Hayat Kebap…

Sevgili Okuyucularim, Hemen de havaya girdim! Sizlerden gelen olumlu tepkiler sayesinde tabii… Sagolun, varolun! Bir kac gundur yazmayi ihmal ettigimin farkindayim. Ama su is-guc olayi cok vaktimi aliyor, inanir misiniz? Allahtan ders vermeyi, ogrencilerle ugrasmayi seviyorum. Yoksa cekilecek dert degil… Turk ogrenciler gibi degil bunlar. Bazen oyle bahanelerle geliyorlar...

Greek Yogurt Cobani

Yeni bir yogurt markasi ogrendim. Ismi Chobani. Oldukca populer bir markaymis ve Amerika’daki en iyi yogurt oldugu soyleniyor. Uzerinde Greek Yogurt yaziyor. Yani “Yunan yogurdu”… Aslinda sahibi Turk… Adam Amerika’ya gelip, guzel yogurt bulamamanin verdigi caresizlik icinde kendi yogurdunu yapmaya baslamis, benim gibi… Sonra isi ticarete dokmus, marka olmus....

Atlar, Trailer’lar ve Amerika’da Meslek Secimi

Bugun Sali… Yani, at binme gunum… Bir saat at kosturduktan sonra eve gelirken, Turkiye’ye donersem at isini ne yaparim diye dusundum uzun uzun… Maalesef Turkiye’de binicilik sadece bir kac buyuk sehirle kisitli bir luks… At tutkum aslinda cok kucuk yasta baslamisti. Ama hipodromu olan bir sehirde yasamama ragmen, binicilik...