Hayvanligin Teshisi

ozgecanIstatistiklere ve bilimsel arastirmalara gore, Turkiye, butun Ortadogu ulkelerine gore cinayet oranlarinda birinci sirada imis. Kadinlarin olduruldugu cinayetlerde ise 2003 yilindan bu yana %1400 oraninda bir artis gozlenmis. Yuzde bin dort yuz! Katillerin neredeyse hepsi erkek ve hatta cogu zaman kadinin kendi aile mensuplari… Bazen babasi, amcasi, abisi, oglu, hatta torunu… Ya da bu son olayda oldugu gibi bindigi minibusun soforu, onun babasi, onun arkadaslari…

Akillara durgunluk verecek duzeyde bir psikopatlik, bir sapiklik almis basini gidiyor. Turkiye’ye dair haberleri izlerken hepimiz dehsete kapiliyoruz. Dugun cikisi gelin ve damadin onunu kesip para isteyen, vermeyince damadi olduren adamlar. Karisini ve cocuklarini bicaklayan hayvanlar… Kendi yetmiyormus gibi bir de babasini tecavuz sucuna dahil eden hayvan oglu hayvanlar…

Neden “ahlak, vicdan ve merhamet sahibi”, yani kisaca “insan” olmak konusunda bu kadar gucluk ceken bir millet yetisiyor ulkemde? Bu korkunc gozu donmuslugun sebebi ne? Niye bu kadar artiyor bu vakalar? Cezalar mi caydirici degil? Yoksa ruh sagligi bozuk yetismis nesillerin ceremesini mi cekiyoruz?

Bunlarin cevabini bilmiyorum. Fakat, yakin bir gecmiste bunlara benzer vakalarla ilgili bir kitap okudum. Kitabin adi “The sociopath next door”. Yani “Yanibasinizdaki sosyopat”… Kitap, bizim daha cok halk arasinda psikopat dedigimiz insanlarin ozelliklerini, sayica ne kadar fazla olduklarini ve onlari nasil teshis edebilecegimizi anlatiyor. Bu rahatsizligin aslinda insanlardaki en belirgin ozelliginin vicdan yoksunlugu oldugunu soyluyor yazar. Yani, bazi insanlar vicdansiz doguyor. Vicdan sahibi olmamak, yanlis ile dogruyu ayirt etme yetisinden yoksun olmak demek degil. Insan dedigimiz varliklarin yanlis bir sey yaptiklarinda duyduklari vicdan azabindan yoksun olmak. Bu tip insanlar, ne kadar korkunc seyler yaparlarsa yapsinlar, vicdan azabi duymuyorlar. Cunku basta vicdan olmak uzere, sevgi, aidiyet, aileye, arkadasa veya topluma karsi baglilik duygusu gibi butun insani vasiflardan yoksunlar. Bu duygular onlar icin sadece istediklerini elde etmekte kullanabilecekleri birer arac. Ve istediklerini elde etmek icin yapamayacaklari hic bir sey yok.

Kendilerini kisitlayan ve otokontrolu saglayan bir vicdani olmayan insanlar, hayatta cok basarili olabiliyor. Cunku, ne birini uzmekten, ne olumune sebep olmaktan, ne yalanlariyla insanlara zarar vermekten zerre kadar rahatsizlik duymuyorlar. Ve maalesef, bu da onlara bir cok kapiyi aciyor. Ornegin, vicdansizlik, calistiginiz isyerinde baskalarina iftira atarak veya onlari zayif gosterecek yalanlar soyleyerek, isinizde yukselmenizi saglayabiliyor. Islediginiz suclarin cezasini cekmemek icin sucu baskasina atmaktan cekinmemenizi sagliyor. Yaptiginiz kotuluklerden herhangi bir rahatsizlik duymadiginiz icin de, huzur icinde basarinizi kutlayabilmenizi, kendinize guveni sagliyor. Ama vicdanli bir insansaniz, bu sosyopatlar karsisinda hep dezavantajli konumdasiniz. Bu yuzden, bu insanlari nasil teshis edebilecegimizi ogrenmek zorundayiz.

Insani vasiflari olan herkesten farkli olduklarindan, bu vicdansizlarin, insanlari kolaylikla etkileyebilen cekici bir taraflari da var. Ilk iki karisini oldurmus bir katilin, katildigi yarisma programinda nasil Seda Sayan’in sempatisini kazandigini hatirlarsiniz. Kitapta gercek hayattan oyle ornekler var ki… 21 yasina gelmis bir kiz, oz babasinin bir sosyopat oldugunu, adam bir cinayet isledikten sonra bile kabullenemiyor. Kadin, kocasinin her psikopatligina alistigi icin, onun sevgiden ve vicdandan yoksun bir insan oldugunun yillarca farkina bile varamiyor.

Peki benim guzel ulkemde bu rahatsizlik neden bu kadar yaygin? Ya da giderek yayginlasiyor mu? Turk filmleri neden hep boyle karakterlerle dolu? Dizilerin kahramanlarinda bile neden hep psikopatca bir intikam arayisi ya da hic bir vicdani rahatsizlik duymadan baskalarina zarar verme egilimi var? Sanki toplumca ruh sagligimiz cok yerindeymis gibi, bir de bunlar neden sanki cok normalmis gibi kaziniyor beyinlere?

Acaba bu psikopatlar, yaptiklari her seye ragmen, sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya gezebildigi icin mi? Bu vicdansizliklar gercek hayatin bir parcasi oldugu icin mi?

Bu vakalarin coklugu, ulkemdeki dengesiz ruh haline ve dengesiz (soylemiyle, ornegi birbirini tutmayan) ahlak egitimine bagli diyelim, peki neden bunlarin sonucunu cekenler hep kadinlar oluyor? Politik soylemler, adalet sistemindeki bozukluklar, cezalarin yetersizligi, vs. hepsi bu psikopatliklarin artmasina sebep belki ama ben asil sunu merak ediyorum. Neden haddini bilmez erkegin biri, kadinin nerede, ne zaman neselenip, kahkaha atacagini bile belirlemekte kendinde soz hakki buldugunda, “adam hakli” diyen kadinlar cikiyor? Kadini erkekten daha az degerli goren bir kadin nufusumuz mu var? Bu kadin nufusunun yetistirdigi erkekler tarafindan oldurulmuyor mu kadinlarimiz? Erkekler cok agir bastigi icin mi, kadinlar hep hafifletici sebep kurbani oluyor?

Bu yazimda erkeklere degil, Turk toplumunun annelerine sesleniyorum.

Peygamberimiz, bir seyin dogru mu yanlis mi olduguna karar veremiyorsaniz, vicdaniniza sorun, vicdaninizi rahatsiz eden seyden cekinin, demis. Siz de cocuklarinizi egitirken, kulturel onyargilarinizi bir tarafa birakip, vicdaninizla karar verin.

-Erkek cocuklarinizin ahlakinin da en az kiz cocuklarinizinki kadar onemli oldugunu unutmayin.

-Kizlarinizin namusunu koruyalim derken, erkek cocuklarinizi gozu donmus katiller olmaya tesvik etmeyin.

-Cocuklarinizi, mini etek giymenin, bir kiza tecavuz etmekten daha buyuk bir ahlaki yoksunluk olduguna sartlandirarak buyutmeyin.

-Kiz cocuklarinizi, erkek cocuklariniza verdiginiz haklardan mahrum ederek, onlari acizlestirmeyin, asagilik kompleksiyle yetistirmeyin.

-Cocuklariniza kadina saygi duymayi ogretin. Sirf fiziksel ustunlukleri var diye, kadinlara karsi guc gosterisinde bulunmanin ne kadar acizce ve hatta hayvanca oldugunu ogretin.

Ogretin ki, bir gun bu cocuklar onemli karar noktalarina geldiklerinde, gercek namus ve ahlak sahibi, vicdan ve merhamet sahibi bir “insan” gibi adilce kararlar verebilsinler. Cunku, ortada bir vicdan yoksa, o zaman ancak hak ve adalet yerini buldugunda ahlaki nizam kurulabilir.

Yanibasinizdaki sosyopat adli kitapta yazar, madem vicdan sahibi olmanin bu kadar dezavantaji var, secim hakkiniz olsa siz neyi tercih ederdiniz, diye soruyor? Vicdansizligi mi? Yoksa butun dezavantajlarina ragmen vicdan ve merhamet sahibi olmayi mi? Insan olmayi mi?

Bu yazimi bu kadar karamsar bitirmek istemiyorum. Cunku biliyorum ki, guzel ulkemde, butun dezavantajlarina ragmen insan olmayi tercih edecek olanlarin sayisi, bu hayvanlarin sayisindan cok daha fazla. Bu yuzden, hepinizi bu imza kampanyasina destek olmaya cagiriyorum. Bu noktada elimden daha fazlasi gelmiyor.

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *